
TÜRK MALI (‘869’) KULLANALIM
TUTUMLU OLMAK VE ÇOCUKLARA ALIŞKANLIK KAZANDIRMA
Tutumlu olmak: insanın parasını, malını, zamanını gerektiği gibi kullanmasıdır. Kesinlikle cimrilikle karıştırılmaması gereken bir konudur. Ancak, her nedense ülkemizde yerli malının önemi ve tutumlu olmak sadece 12-18 Aralık tarihleri arasındaki Tutum Yatırım ve Yerli Malları Haftasında hatırlanıyor. Bu kötü durumda olmamızın en büyük sebebi bu zaten. Para da su gibidir, tutmazsan akar gider. Gençlikte taş taşı, yaşlılıkta ye aşı. Güvenme darlığa, düşersin darlığa. Tutumlu olmanın gerekliliğini anlatan bu üç atasözünü temel alarak çocuklarımıza tutumlu olmanın sadece kişisel para veya malla olmayacağını, bulundukları her yerin, okudukları okulun elektriğini, suyunu kendi malları gibi korumaları gerektiğini öğretmeliyiz. Ders araçlarını, harçlıklarını, elbiselerini tutumlu kullanmayı, gereksiz lambayı söndürmeyi, boşa akan musluğu kapatmayı öğrenen, tasarruf yapmayı öğrenen çocuklarımız, bu alışkanlıklarını büyüyünce de devam ettirir.
TUTUMLU OLMAK VE ÇOCUKLARA ALIŞKANLIK KAZANDIRMA
Tutumlu olmak: insanın parasını, malını, zamanını gerektiği gibi kullanmasıdır. Kesinlikle cimrilikle karıştırılmaması gereken bir konudur. Ancak, her nedense ülkemizde yerli malının önemi ve tutumlu olmak sadece 12-18 Aralık tarihleri arasındaki Tutum Yatırım ve Yerli Malları Haftasında hatırlanıyor. Bu kötü durumda olmamızın en büyük sebebi bu zaten. Para da su gibidir, tutmazsan akar gider. Gençlikte taş taşı, yaşlılıkta ye aşı. Güvenme darlığa, düşersin darlığa. Tutumlu olmanın gerekliliğini anlatan bu üç atasözünü temel alarak çocuklarımıza tutumlu olmanın sadece kişisel para veya malla olmayacağını, bulundukları her yerin, okudukları okulun elektriğini, suyunu kendi malları gibi korumaları gerektiğini öğretmeliyiz. Ders araçlarını, harçlıklarını, elbiselerini tutumlu kullanmayı, gereksiz lambayı söndürmeyi, boşa akan musluğu kapatmayı öğrenen, tasarruf yapmayı öğrenen çocuklarımız, bu alışkanlıklarını büyüyünce de devam ettirir.
TÜRK MALI KULLANMANIN ÖNEMİ

Türk Malı
ESKİDEN…
‘Yerli Malı Yurdun Malı, Her Türk onu kullanmalı sloganlarının tüm yurda yayıldığı yıllar…Kendi ürünümüzü insanımızın ürettiği yıllardı o yıllar… Dışarıya döviz kaybının önlendiği ve Türk insanının bununla gururlandığı yıllardı o yıllar… O yıllardaki ulusal uyanışın sağladığı, Cumhuriyet tarihimizin %17’lik en yüksek kalkınma hızı, yabancı paralara karşı TL’nin değerli kılınışı (1 TL = 1.25 Dolar. Dikkat değersiz değil), dış ticaret fazlası, açık vermeyen bütçe ve daha neler neler… Şimdi neden olmasın diye düşünmüyor değil insan.
YABANCI MALI KULLANMANIN OLUMSUZ SONUÇLARI
Pek çoğu dünya standartlarında olan TÜRK MALLARI yerine yabancısını tercih etmek yatırımı azaltıp işsizliği çoğaltmaktadır. Bugüne kadar ithalleri kadar kaliteli olan yerli mallarımız yerine yabancı malların tercih edilmesiyle bizim mallarımız daha az satıldı. Ürettiği malı satamayan yerli firmalar iflas etti. İflas edenler işçi çıkardı. Ayakta kalanlarında iflas edenlerden farkı kalmadı. Onlarda siftahsız kepenk kapatıyor ve iflasa doğru gidiyorlar. Yani işsizliği dolaylı olarak yaratanda biz, işsizlikten yakınanda biz. Yerli malı kullanmadan işsizliğe çözüm bulmak imkansız. Çünkü;borçlarımızı ödeyecek zengin petrol yataklarımız yok(gerçi olsaydı yabancılar işletirdi). Ödeyemediğimiz dış borçların faizini ödemek için aldığımız borçlara bir de yabancı malı hastalığı eklenince ülkenin geleceğini düşünmek bile istemiyorum. Yabancı ürünlere harcanan her 7. 000 Doların bir insanımızı işsiz bıraktığını ve son 4 yıldaki 60 milyar dolarlık ithalatın yerine 9 milyon kişiye iş sağlanabileceğini biliyor muydunuz?
DİĞER ÜLKELER NELER YAPIYOR?
Bugün, ekonomileri ülkemiz ekonomisiyle karşılaştırılamayacak kadar güçlü olan ülkelerde düzenlenen kampanyalar ile ülke insanı kendi ülkesinin malını satın alması için örgütleniyor. Diğer ülkelerin kendi ekonomilerinde söz sahibi olması engelleniyor. Örneğin; Amerika’da her yıl çok ciddi şekilde’Buy American (Amerikan Satın Al) ’kampanyaları düzenleniyor. Bu kampanyalarla Amerikan vatandaşlarına kaliteli ürünün sadece Amerika’da üretildiği propagandası yapılıyor. Amerikan vatandaşlarının beynine ülke çıkarları için Amerikan malı tüketmeleri kazınıyor. Üstelik bu kampanyalar, ABD’de federal yasa ile güvence altına alınmıştır. Almanya’da ise;Otomotivde dünya markası olmuş bir Alman otomobil üreticisi firma, çalışanlarının rahatça okuyabileceği büyüklükteki şu yazıyı fabrika duvarına yazdırmış:’Japon arabası almayı düşünen gitsin kendine Japonya’da iş arasın. ’İşte eksiğimiz burada. Bizde sadece bir haftaya sıkıştırılmış, sözüm ona geçiştirme kampanyalar, kuru söz ve demeçlerle fındık-fıstık, portakal yeme törenleri yapılıyor. Hadi bunlar neyse, benim ilkokul okuduğum zamanlardan da hatırlıyorum. Bizim okullarda, kimin ne getireceğini üç gün önceden belirlediğimiz, o günde sıraları birleştirip Yerli Malı Haftasını kutladığımız zamanlarda, böyle bir günde bile Coca cola getirme denksizliği vardı. Bilmiyorum şimdi okullarda böyle bir şey var mı? Yabancılar ise; bir yıla yoğun bir şekilde yayılmış, yurttaşının beynini yıkarcasına ve bir yurttaşlık sorumluluğu gereklerini anlatıp örgütleyen kampanyalar yapılıyor. Almanya ve İngiltere gibi büyük ekonomilere sahip ülkeler bile diğerlerinin ekonomisinde söz sahibi olmasına izin vermiyor. Dünyanın en büyük ekonomisi olduğunu savunan ABD bile ulusal tekstil üreticisini korumak adına bornoz, gömlek ve daha nice ürünün ithalatında belli bir kısıtlamayı (kota) gerekli görüyor. ABD, Güney Amerika’dan yapılan tarım ürünleri alımını olmadık hilelerle engellemeye çalışıyor. Tıpkı Rusya’nın geçen yıllarda bir sineği bahane edip tüm tarım ürünlerimizi geri göndermesi gibi. Biz ise öyle bir duruma geldik ki, bin yıllık buğdayımızı ithal eder olduk. Bin yıllık yoğurdumuzu, sütümüzü ve hatta suyumuzu bile marketlerden yabancı markalı alır olduk. Biz Amerika’ya kotalar yüzünden sınırlı mal satarken onlar bize istediği ürünü istediği kadar satabiliyor. Hem de gümrük vergisi ödemeden. Bizin tütünümüzü alıp işleyip sigara olarak bize satıyorlar. Hatta yüzsüzlüklerinden bu malı siz üretmeyin, bizden satın alın bile diyorlar.
SON SÖZ…

Ülkemi Seviyorum Barkod 869
Biz YABANCI MALLARINA DUR demezsek, onlar TÜRK MALI’na dur diyecektir.
Bunun için kodu ’869’ ile başlayan malları alalım ki ülkemiz kazansın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder